- tezat
- озвонч. -dıконтра́ст; противоре́чие
tezat düşmek — впада́ть в противоре́чие
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
tezat düşmek — впада́ть в противоре́чие
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
tezat — is., dı, Ar. teżādd 1) Karşıtlık, karşıt olma, zıtlık, çelişki, kontrast, antagonizma Sanatçı çok garip ve tezatlarla dolu bir yaratıktır. H. E. Adıvar 2) ed. Anlatımda birbirine karşıt iki sözü yan yana kullanma Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
antagonizma — is., Fr. antagonisme Tezat ... bu ikilik, bu antagonizma nereden geliyordu? Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulama — is. 1) Bulamak işi 2) Genellikle üzüm şırasının kaynatılması ile yapılan koyu pekmez Atlar, arabalar, dalkavuklar arasında geçen debdebelerle şimdiki kırk paralık bulama, altmış paralık peynir müşterilerine meram anlatmak arasında ne büyük tezat… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cemiyet — is., Ar. cemˁiyyet 1) Dernek Gazi nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var. E. İ. Benice 2) esk. Düğün Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti. S. M. Alus 3) esk. Bir olayı veya kişiyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
güzide — sf., esk., Far. guzīde 1) Seçkin, seçilmiş, seçme Selanik in en varlıklı, en güzide ailelerinden sayılıyor. A. İlhan 2) Aydın, okumuş, seçkin (kimse) Bir milletin güzidesiyle halkı arasında bu derece tezat doğru mudur? O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşıtlık — is., ğı 1) Karşıt olma durumu, zıddiyet, mübayenet, tezat, zıtlık, kontrast Baştan ayağa karşıtlıklarla dolu bir varlık; aynı zamanda iğrenç ve saygıdeğer, aşağılık ve yüce, ödlek ve cesur. A. İlhan 2) biy. İki organ, iki sistem arasındaki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEKABÜL — Karşılıklı olma. Bir şeyin karşılığı olma. Yüzleşme. Karşılık olma. Karşılama. * Tezat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük